
“Sadece Eğitimli Olanlar Özgürdür” Diyen Epiktetos Kimdir?
Düşünmek ve sorgulamak insan zihninin en eski davalarından birisi. Antik çağda yaşamış pek çok filozofun düşünce dinamikleri modern çağda bile kabul gören ve tartışılan dinamikle olarak bizi etkiliyor.
Düşünce ve fikirleriyle simleri binlerce yıl öteye, yani günümüze ulaşan düşünürlerden birisi de Epiktetos’tur.
İ.S 55- 135 yılları arasında yaşamış olan Yunan stoacı filozof Epiktetos’un, kesin olmamakla birlikte Hieropolis’te bir köle olarak dünyaya geldiği belirtilmektedir.
Nicopolis’e sürgün edilene kadar yaşamını Roma’da sürdüren Epiktetos, hayatının geri kalan kısmını sürgün edildiği Nicopolis’te geçirmiş sonradan azat edilmiş ve orada ölmüştür.
Yunancada “kazanılmış”, “elde edilmiş” anlamlarına gelen Epiktetos ismini sonradan aldığı bilinmektedir.
Kaynaklara göre, imparator Nero'nun sekreteri Epaphroditos'un kölesi olan Epiktetos, vaktini hayli verimli kullanıyordu.
İnsan kendisinin efendisi olmalıdır diyen filozof, stoacı felsefeyle uğraşıyordu. Azat edildi ancak sağlık problemleri onu zorluyordu.
Sebebi konusunda kesin bir bilgi olmasa da sakat kaldığı bilinen Epiktetos, 89-95 yılları arasında Domitianus taɾafından başka filozoflarla birlikte sürgüne gönderilmiştir.
Sürgünün ardından bir süre sonra Nicopolis’e giden Epiktetos bir felsefe okulu kurar. Epiktetos’un ders verdiği ve Hadrianus’un da ziyaret ettiği bu okulda pek çok tarihçi ve düşünür yetişmiştir.
Epiktetos, stoacı felsefenin sınırları içinde son derece sade bir yaşam sürmüştür.
“Hür İnsan Üzerine Bir Şiir” Epiktetos’un kendi el yazısı ile Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Yazılı Kanyon’da kayalara yazılmıştır.
Kanyon da ismini, üzerinde yazılı olan şiirden almaktadır.
“Kendinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir” diyen stoacı filozof Epiktetos, hayata bakış açısı ve vizyonu ile çığır açan bir filozof olarak adını günümüze kadar ulaştırmayı başarmıştır.
Epiktetos felsefesinin temel taşı ahlak düşüncesinden oluşuyordu.
Epiktetos’a göre şeylerin doğası ikiye ayrılır. Kendi irademize bağlı olanlar prohairetik ve irademizin dışındaki gerçeklikler aprohairetiktir.
Çağının aydınlık bir ismi olan Epiktetos’un heykel örneğini Müzedenal.com sitesinde inceleyerek satın alabilirsiniz.
Göbeklitepe’nin Çözülemeyen Sırrı ve Büyük Gizemi
Şanlıurfa’nın 18 kilometre kuzeydoğusunda Örencik köyü yakınlarında yaklaşık 12 bin yıl öncesine tarihlenen bir kült merkezi var. Adı Göbeklitepe.
1995 yılında bir çiftçi tarafından tesadüfen keşfedilen bu gizemli kült merkezi dünya mirası listesine eklendi. Tüm dünyanın dikkatini kendi üzerine çekti ama sırrı hala tam olarak çözülebilmiş değil.
Göbeklitepe’yi tam anlamıyla gün yüzüne çıkaracak kazıların 150 yıl daha sürebileceği konuşuluyor ve Göbeklitepe’nin gizemi insanlık tarihini baştan uca adeta silkeliyor ve çok önemli bir sırrı itinayla saklıyor.
Dünyanın En Büyük Savaşçısı Akhilleus Kimdi?
Fransızca’da Aşil olarak telaffuz edilen, Yunanca orijinal haliyle Akhilleus, tanrıça yani ölümsüz bir anne ile yarı tanrı ölümlü bir kral babadan dünyaya gelmiştir. Su tanrıçası Thetis ile Kral Peleus’un oğlu olan Akhilleus ya da Aşil, Homeros’un İlyada adlı eserinde Achilles olarak geçer. Truva prensi Hektor onun ağabeyiydi.
Yunan mitolojisinin bu en önemli kahramanlarından birisi olan Akhilleus dünyanın en büyük savaşçısı olarak bilinir. Truva Savaşı’nda adı çok sık olarak geçen büyük savaşçı Aşil, bir tıp terimine de isim vermiştir.
Akhilleus hakkında birden çok efsane vardır. Bir efsaneye göre Thetis, oğlu Aşil’i kutsal nehir Styx’te yıkarken ölümsüz kılmak için topuğundan tutarak suya daldırır. Bu nehrin suları yenilmezlik ve ölümsüzlük veren özelliktedir.